Zaman zaman düşünürüm. Benimle ilgili olmadığı halde niye bu Ticaret ve Sanayi Odası seçimi ile ilgileniyor gibi oluyorum. Başkanı da yönetimi de beni ne diye ırgalasın? Ali olmuş bana ne, Veli olmuş bana ne? Evimdeki Oturma Odası olsa gam değil! Ticaret Odası! Çok da tın! Bana ne?
***
Aslında bu kadar beni ilgilendirmemesine rağmen Ticaret Odasını ve seçimlerini yazıyor, gündeme getiriyor olmamın iki tane sebebi var. Birincisi yarın bana Oda’dan ‘ekmek’ çıkar, ikicisi de çoğunda olduğu gibi bende de var olan herşeye ‘atlama’ hastalığı! Kesin bu ikisinden biridir Odayı ve seçimlerini yazıp, konuşmam!
***
Dahiliyeci değilim ama Erzurum’un iyi kötü ciğerini bilirim. Uzun yıllar sahadaydım çünkü. Hadi ben üye-müye de değilim, Oda ilgilendirmiyor. Başkanın kim olacağı umrumda bile değil. Yahu bizzat o iş ile ilgili kişinin bile aslında Oda umrunda değil. O’nun umrunda bir şey olur, kendisine yakın kimi görüyor, onu başkan görmek! O aslında istediğini değil, isteneni yapıyor. O açıdan inanıyorum ki seçim için sandık başına gidenlerin geneli de kendi evlerinin oturma odasını Ticaret Odası’ndan daha değerli görenlerdir! Aramızadaki tek fark, onların oy kullanan üye, benim ise ‘ağanın malı’ karşısında ‘çenesi yorulan’ züğürtolmam!
***
Oda seçimleri ne olur, kim kazanır doğrusu benim de fazla bir ilgim ve dahi bilgim yok ama benim dikkatimi çeken iki isim var, onları müsadenizle bir alkışlamak istiyorum. Biri Namık Kılkıl, diğeri de Muammer Cindilli! Bu ikisi de Ticaret Odası Başkanlığı yaptı ve bir dönemi birirdiğinde ‘Tamam’ dediler. İkici defa aday olmadılar! Ayıp ötesi ayıp olur! Seçime girseydiler kazanırdılar, kaybederdiler tartışmasına girmenin anlamı yok! Adamcağızlar ‘yokuz’ dediler ve gerçekten de olmadılar! Erzurum’da böyle işler hiç olası işler değildi, ben bile bunu dillendirdiğime göre, demek ki tarih de bunu kaydına düşecek!
***
Bak şimdi bu söylediklerimden benim Lütfü Yücelik’e karşı olduğum anlamını da çıkartırsınız. Hadi hadi, doğru söyleyin! Tanırım sizi! Aynen böyle düşündünüz değil mi? Ama vallahi de billahi de maksadım Yücelik’e Mücelik’e laf kondurmak değil, bir gerçeği dile getirmekti! Öyle değil mi şimdi? Siz sizin Allahınıza konuşun! Siz o önemli koltukta oturup da bir dönem sonra yeniden orada bulunmayı istemez misiniz Allah aşkına?
***
Ha bu arada söylemesem patlarım! Bu Lütfü ağabeyinin hele de bu son döneminde yaptığı en iyi iş neydi diye soracak olursanız söyleyeyim. Oda’yı siyasete alet etmedi! Hem de en alengirli bir dönemde! Devletin resmi memurları bile 12 Eylül’de yapılan Halk Oylamasında kapı kapı dolaşıp ‘Evet’ oyları için uğraşırken ve ‘Evet’ için tam bir yoğun baskı yapılırken Lütfü Yücelik arslanlar gibi durmasını bilebildi! En azından ben Lütfü Yücelik’in o referandum oylamasında ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ dediğini hatırlamıyorum. Ama Ticaret ve Sanayi Odası gibi önemli bir STK olam Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Rasim Fırat da, Borsa Başkanı Hakkı Hınıslıoğlu da , hem de bağıra bağıra ‘Evet’ dediler! Düşünebilyormusunuz, bugün Ak Partisi’nde el üstünde tutulan Numan Kurtulmuş bile o gün kapı kapı dolaşarak ‘Yetmez Ama Evet’ derken, Rasim Fırat ve Hakkı Hınıslıoğlu, ‘Yetmezi, metmezi yok. Bilerek ve siteyerek Evet” dedilerdi!
***
Hadi bir tane dedikodu haberi de vereyim, kaç zamandır yapmadığım ‘fesatlık’ hakkımı da bu şekilde kullanmış olayım, ‘ufak ufak’ kaçayım. Derler ki Mustafa Güvenli ile Murat Resuloğlu birleşmiş, Lütfü beyi ‘biraz’ zorlamaya başlamış! Hele de Organize Sanayi Bölgesi’nde başkanlığa Zafer Ergüney’in seçilmesi, Güvenli ve Resuloğlu ittifakına ‘bal kaymak’ olmuş! Eski Başkan Muammer Cindilli ile hareket ettiği bilinen Zafer Ergüney, Yücelik’in seçimi kaybetmesi için ağırlık vermiş! Bu hem Resuloğlu hem de Güvenli için ‘bir taşla iki kuş’ anlamına geliyor! Eğer seçimi ittifak kazanırsa Zafer Ergüney’in Oda başkanlığı da gündeme gelecekmiş! Organize Sanayi Bölgesi başkanlığını bırakıp, Ticaret Odası başkanlığını tercih edeceği söylenen Ergüney’in 75 kişilik Meclis’e seçilmesine kesin gözü ile bakılırken, bu sayede başkanlık şansının daha da artacağı kaydediliyor. Sadece bir duyum! Ben, bana haber veren ‘minik kuş’umun yalancısıyım! Sakın, sakın! Herkese peşinen söylüyorum şimdi! ‘İsim isteme’ benden, ‘buz gibi soğurum’ senden!
***
Hani ilk başlarda dedim ya. Ticaret Odası beni ilgilendirmediği halde niye ilgilendiriyor gibi oluyor! Demek ki oraya, buraya atlamaya meraklıyım ondan! İlla maydanoz olacağım! İşte de oldum! Artık ben sağ, ben selamet!
FACEBOOK YORUMLAR