Sosyologların da tesbitidir, Alibezirgan Köyü’nden Sıddık Gülefendinin de!
Türkiye bugün seçim öncesi bir gerilim yaşıyor ise bunun sebebi kutuplaşmadır, ötekileştirmedir, itibarsızlaştırmadır, benden değilsen düşmanımsın düşüncesidir!
Yazılarını mümkün olduğu kadar okuduğum yazarlardan birisi olan ve şu anda Sözcü’de yazmaya başlayan Bekir Coşkunmesela Abdullah Gül için demişti ilk başlarda.
”Benim Cumhurbaşkanım değil”diye!
***
O bakış o gün için ne kadar sakat bir bakışsa, bana göre bugün AK Partisi’nin ‘Benim Başkanım’ sloganı da yanlış!
Ne demek Benim Başkanım?
Bugün Mehmet Sekmen’i ‘Benim Başkanım’ diye lanse eden herhangi bir Erzurumlu, yarın seçimi kazanması halinde Kamil Aydın’ı nereye koyacak?
O durumda o Kamil Aydın o’nun başkanı olmayacak mı?
Sekmen senin başkanın da Aydın ellerin başkanı mı olacak?
Ya da MHP’nin diğer adayları.
Böyle bir ayırıma, dışlamaya, gereksiz bir mesaja gerek var mı?
***
Görselliğe büyük önem veririm.
Bir gazetenin attığı güzel başlık kadar, siyasi partilerin bulduğu güzel sloganlara da hep alkışım, övgüm, beğenim olmuştur.
Kısacası ben hangi takımı tutarsam tutayım, sahada oynanan futbolun kalitesine ve de güzelliğine bakarım.
Buna tanıtım filmleri, seçim müzikleri de dahil.
Bir çoğu herkes gibi benim de ağzıma pelesenk olmuştur.
Mesela Uğur Işılak’ın ‘dombra’sına laf edermiyim, yediğim ekmek gözüme durur!
***
Ama, eğri oturalım düz konuşalım.
Biz zaten ne sıkıntı çekiyorsak hep bu kutuplaşmadan çekiyoruz.
Kaldı ki bir siyasi partiye il Başkanı filan seçmiyoruz.
Direkt bir koca şehri yönetecek olan belediye başkanını seçiyoruz.
Parti rozetini yakasından çıkartacak ve herkesin belediye resiliğini yapacak birini işbaşına getiriyoruz.
Hem bizim artık bir partili belediye başkanına değil, parti farkı gözetmeyen, temel sorunlarımızı daha fazla zaman kaybetmeden çözmesini istediğimiz, bize dokunacak, en az 5 yıl birlikte yaşayacağımız bir adamı seçeceğiz nihayetinde.
FACEBOOK YORUMLAR