ERVAK'ın öncülüğünde bu yıl 21'ncisi düzenlenecek olan Sultan Sekisi Proğramının Yanıkdere'de yapılacak olması, bana yeniden İsmail Ustayı hatırlattı!
Alaca'da ermeniler tarafından Türklere yapılan katliamın canlı tanıklarından biri olan ve 1989 yılında yitirdiğimiz İsmail Gürcan'ı.
Her karşılaşmamda sohbetinden büyük keyf aldığım, dinlerken öğrendiğim, hiç durmadan konuşsa dediğim bir isimdi İsmail emi.
Prof.Dr.Şahin Uçar,'ın 'Onun ölümü alemin ölümüydü' dediği İsmail Gürcan'ı bu vesile ile bir kere daha rahmetle anarken, onun ismi geçtiğinde sadece TRT'cilere değil, kendime de inanılmaz kızar, kendimle adeta savaş ederim.
Bugün Güneş İlköğretim Okulu olarak hizmet veren Huzur Kıraathanesi dile gelsin.
Orada İsmail emi ile çok konuşmuşluğum, o dönem çalıştığım Tercüman, Türkiye ve Milletin Sesi Gazeteleri'ne haber yapmışlığım vardır.
Ama onca kez karşılaştık, haberini yaptık, gelecek dönemlerde ışık olur diye onu 'adamakıllı' bir dinlemedik, günlük haber çıksın maksatlarımız için değerlendirdik, kendi sesiyle görüntüye almayı aklımızın ucuna dahi getirmedik.
Kaldı ki İsmail emi öyle böyle bir adam da değildi.
Hattatlığından ötürü estetik bir yanı da olduğundan güzel konuşan, detay veren, büyük tarihi hadiselerin içinde yaşamış Anadolu irfanı ile konuşurdu.
Hele TRT!
Bugün mutlaka arşivinde o İsmail eminin anlattıkları mutlaka olmalıydı.
Hatta ben o öldükten sonra çok düşündüm, şöyle DT'nin sahnesine onu alsaydık, o anlatsaydı biz dinleseydik.
Ve bunu bir standay tadında yaptırsaydık.
6 yaşındayken süngü yarası da almış olan ermeni zulmüne uğramış bir İsmail emi ile bu konuda tüm dünyaya söyleyecek çok daha sözümüz olurdu diye düşünüyorum.
Herkes bir şey konuşuyor filan ama, o başka anlatıyordu çünkü.
Yanıkdere'de şehit olanların torunları ile de buluşmasına vesile olacak olan o etkinlikten dolayı ilgilileri yürekten kutluyor, İsmail usta ve aziz şehitlerimizi buradan bir kez daha rahmetle anıyorum.
FACEBOOK YORUMLAR