”New York’u New York yapan gece ışıklarıdır” diyordu Cengiz Semercioğlu! Bahsettiğim Cengiz Semercioğlu, beğendiğim bir magazin yöneticisidir. Halen Hürriyet’in magazin eki olan Kelebek’in sorumlu Müdürüdür. Dünyayı gezen ve yazılarında zaman zaman gördüğü ülkeler ile Türkiye’yi mukayese eden, çarpıcı yönleriyle anlatan, beğendiğim bir kalemdir. Geçenlerde o yazmıştı işte Kelebek’te ki köşesinde. ”New York’u New York yapan gece ışıklarıdır” diye! Işıklandırmanın şehir görüntüsü ve imajı üzerindeki etkisine dikkat çeken aynı Semercioğlu’nun, İstanbul’un da gece ışıklandırmasına son yıllarda önem verdiğine değinmişti. Gerçekten de özellikle Eminönü’nden gece baktığında İstanbul’un bir İstanbul daha olduğunu, her gören mutlaka farkediyordur!
***
Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu, geçtiğimiz günler telefonda bana İstanbul ile Erzurum arasındaki farkı konu alan bir yazı yazıp yazmayacağımı merak ettiğini söylüyordu. En son 2,5 aylık bir süre içerisinde gözlemlediğim ve her yıl bir şekilde uzun veya kısa gidip gördüğüm İstanbul ile Erzurum arasında ne tür farkın olduğunu ifade eden bir yazı kaleme almanın bir kere ‘abesle iştigal’ olacağını söylediğim sevgili Tavlaşoğlu’na, Erzurum ile İstanbul arasında ‘gece ile gündüz’ kadar bir fark olduğuna vurgu yaptım! Gerçekten de öyle değil mi? Erzurum ile İstanbul arasında ‘siyahla beyaz’ kadar bir fark yok mu sizce de?
***
Ben her zaman bunu bilir, bunu söylerim. Bir şehirde sosyal hayat varsa o şehir şehirdir diye! Bir şehirin Büyükşehir statüsünde olması illa ki o şehrin Büyükşehir olduğunu göstermez! Bana göre ‘24 saat yaşayan’ bir yer ancak Büyükşehirdir! Allah aşkına, iki üç tane çorbacının yanısıra benzin istasyınlarının sadece çalıştığı, sadece Başkanının Büyükşehir Belediye Başkanı maaşı aldığı bir Büyükşehir’den Büyükşehir diye bahsetmek mümkün müdür? Gecenin 2′sinde çay içebileceğin bir mekan varsa ancak o şehir Büyükşehir olur! Gecenin hiç olmazsa 11′inde ‘langırt’ oynayabileceğin bir yer varsa Büyükşehir’desin demektir! Daha bar’ını, meyhanesini, Ramazanda açık lokantasını filan saymıyorum bile! Profesörünün bile evdeki hanımından behsederken ‘evden uşaklar’ diye sözetmesini hiç bahsetmiyorum! Bırakın bu tür bir sosyaliteyi, herhalde Türkiye’de ‘gece karanlıkta kalan tek Büyükşehir’ Erzurum’dur! Siz hiç gecenin bir vaktinde şehri gezdiniz mi? Gezdinizse eğer ne dediğimi daha iyi anlarsınız!
***
Mesela geçen gün! Bir arkadaşımla bırakın geceyi, akşamın 21.00′inde araçla Çifte Minarelerin önünden geçiyorum. Zaten bir süredir restore gerekçesiyle ziyaretçiye kapatılan ve yüzü de ‘namehrem’ misali saklanan Çifte Minarelerin önü, zifir karanlık! Yanıbaşındaki tarihi Narmanlı Camiinin önü ve etrafı da inanılmaz bir sesizlik içinde. Karanlıktan göz gözü görmüyor adeta. Erzurum’un sembol tarihi mekanlarından biri olan Çifte Minarelerin etrafında bırakın ışığı, bir Allahın kulu yok! İn cin top oyunuyor adeta! Kendimi bir an gece yarısı Kars’ın Arpaçay İlçesine girmiş gibi sandım! Yahu burası Büyükşehir değil mi? Ben niye Arpaçay’daymış hissini yaşıyorum? İşte şundan dolayı! Bu şehir şehir olmuş ama Büyükşehir olmamış! Haketmemiş! Başka ne diyim! Haketse gündüzü gibi gecesi de bu şehrin her tarafıyla ışıl ışıl olurdu! Hal böyle olunca kalkıyoruz bir de lüzumsuz yere bu şehrin takımını Kayseri’nin bulunduğu ligde mücadele etmesi gerektiğini istiyor hem de bekliyoruz!
***
Ben dedim, yine diyorum! Kampüsü ile Dağ Mahallesi seçmeninin aynı düşündüğü bir şehrin hem sol tarafı hem de sosyal tarafı çok eksik, çok!
FACEBOOK YORUMLAR