Daha çok psikolojik romanlarıyla tanınan Peyami Safa'nın güzel bir sözüdür bu.
Der ki:
Yaşlanarak değil yaşayarak tecrübe kazanılır, zaman insanları değil armutları olgunlaştırır!
Türkiye'de en uzun süreli AK Partisi'nde İl Başkanlığı yapmış bir isim olan Hüseyin Tanfer de yaşayarak tecrübe kazanmış bir isim.
İl Başkanlığı koltuğunu bıraktıktan sonra köşesine çekilen, Demirciler'de ki dükkanına geri dönen ve ne zamandır da görüşemediğimiz sevgili eski başkanla dün telefonla konuşuyoruz.
Partisinin Erzurum Belediye Meclis üye listesi konusunda ne düşündüğünü soruyorum.
Verdiği cevaplar adeta ders niteliğinde.
Aynı zamanda da düşündürücü.
***
''Gördüğüm kadarıyla hazırlanan listeler, ortak akıl ile hareket edilerek hazırlanmamış'' diye söze başlıyor Tanfer.
''Tamamen 'bu senin adamın, o benim adamım' şeklinde yazılan isimlerden oluşan bir liste gibi geldi bana' dedi.
Listeleri, eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Milletvekili Adnan Yılmaz'ın ağırlığının olduğu bir liste olarak gördüğünü söyledi.
Bunu söylerken, ''Kendisi de bu konuda açıklama yaptı zaten. Ben de şahsen Muhyettin Aksak'ın bu listelerde hiç bir rolü olmadığına inanıyorum' ifadesini de kullandı.
Hatta İl teşkilatının da bu listelerin belirlemesinde 'olmadığını' düşündüğünü öne sürdü.
***
Bir defa mevcut İl Genel Meclis ve Belediye Meclis üyelerinin çoğunluğunun olmamasını doğru bulmuyor Tanfer.
Bülent Taşkesenlioğlu, Cemil Uygur, Cavit Subaşıgil, Nimet Aydemir, Bünyamin Arslan ve daha bir çok partiye emeği geçen, faydalı isimlerin olmamasını, 'eksiklik' olarak değerlendiriyor.
Hatta il ve ilçe teşkilatlarının da listeler hazırlanırken çok dikkate alınmadığını belirten Tanfer, bunun son derece 'sakıncalı' bir durum olduğuna işaret ediyor.
Ve, '' Şu senin adamın, bu benim adamım diye hazırlanan ve ortak hareket edilerek hazırlanmadığı görülen bu liste, seçimin kazanılması halinde belediye başkanları için de problem teşkil eder'' diye konuştu.
Hüseyin Tanfer, sonra da kesti attı:
'Kesinlikle böyle bir liste başkanları çalıştırmaz! Bugün belki çok belli değildir ama yarın bu durum başkanlara sorun olur!''.
***
Siyasette vefanın önemli olduğunu, partisi için eksi 40'larda dağ, taş demeden propoğanda çalışmaları yapan partililerin bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini de söyleyen Hüseyin Tanfer, bugün bir çok partilisinin 'safdışı' kaldığını üzülerek müşahade ettiğini söylüyor.
Ve Tanfer bu konuda annesinin bir sözünü hatırlatıyor:
''Hacıannem her zaman derki, her zaman herşeyin yenisi makbul olsa da, dostların eskisi daha makbuldür!''.
Kendi döneminde en küçük bir ilçede de isim belirlerken vefayı ve fedakarlıkları ön planda tuttuğunu, bunu ortak akılla hazırladıkları listelere de yansıttıklarını söyleyen eski İl Başkanı, ''Listeler hazırlanırken hep beraber olunursa bu sinerji de getirir. Biz hep öyle yaptık. Gece 2'lere, 3'lere kadar buna kafa yorardık. Aksi taktirde küskünlüklere yolaçar ki, partimiz açısından bu hoş bir durum değil'' değerlendirmesini yaptı.
***
Açıklamasında daha önce Meclis üyeliği için müracaatta bulunduğunu ama Muzaffer Gülyurt aday gösterilmeyince hemen başvurusunu geri çektiğini de açıklayan Tanfer, ''Ancak sevgili hocam aday gösterilirse onunla beraber olacağımı deklare etmiş, bir yerde taraf da olmuştum. O olmayıca, dolayısıyla 'ben de yokum' dedim'' şeklinde konuştu.
Başta Büyükşehir olmak üzere belediye başkan adaylarına başarı dileklerini de ileten ve bu konuda düşüncelerini de ifade eden Tanfer, '' Tecrübesi ortada. O kadar yıl başkanlık ve de vekillik yapmış. Sekmen kazanırsa başarılı olacağına da inanıyorum. Ali Korkut'un bir daha aday edilmesini ben de istiyordum, yapılan doğruydu. Keza Orhan bey de bayağı bir başarılı oldu, yeniden aday gösterilmesi isabetliydi. Aziziye adayı da 'çok canım' biri. Yakından tanırım. Ankara'yı avucunun içi gibi bilir. Onun da seçilirse başarılı olacağına inanıyorum'' dedi.
Tanfer sözlerini, '' Ama biraz da sayemizde oldu bu, partimizin il ve ilçe teşkilatları anlamında alt yapısı sağlam. Bu alt yapı sayesinde dilerim bu seçim de kazanılır'' diyerek tamamladı.
***
NOT: Gün boyu Büyükşehir adayı Mehmet Sekmen'in Tekman'da cami içindeki seçim çalışması konuşuldu. Her ne kadar akşam saatlerinde konuştuğu yerin cami değil de taziye evi olduğu açıklandı ve böyle bir savunma geliştirildiyse de, bu durum beni de rahatsız etti. Dinin siyasete alet edilmesine şiddetle karşı çıkılan bir ortamda o fotoğraf, ne kadar masumane gösterilse de bir çok şeyi anlatıyor gibi geldi bana da.
FACEBOOK YORUMLAR