Şurada ben dahil bir kaç kişi de yazıp çizmesek, Gıyasettin Yüksel ismini yakın bir gelecekte kimsenin ‘anacağı-manacağı’ yok! Pek yazık olacak, unutulup gidecek! Bir defa şunun altını bir çizelim. Gıyasettin Yüksel ismi unutulacak bir isim değildir. Erzurum’da kurumsal bir isim haline gelmiş biridir ve unutulmayı kesinlikle zerre kadar da hakeden karakter olmamıştır. Sanıyorum Gıyasettin Yüksel’i yakından tanıyan bilenler veya en azından onun döneminde yaşamışlıkları olanlar bunu çok iyi bilir, beni de çok iyi anlarlar..
***
Bilmeyenler için bir ‘tanıtım’, bilenler için de bir ‘hatırlatma’ yazısı kabul edin lütfen bu yazdıklarımı. İhtilal bile yaşamış ’80′li yıllar’a damgasını vuran bir isimdir Gıyasettin Yüksel ismi. Onu, uğraş alanı olan canlı hayvan ticaretinden ziyade bir çokları gibi ben de Erzurumspor Başkanı olarak tanıdım. Ve hep de ‘Zor günleri başkanı’ olarak bildim, belledim! Ne zaman mavi-beyazlı kulüp dara düşse, başkansız kalsa, hemen ‘terekteki mal’ misali Gıyasettin Yüksel ismi gündeme getirilirdi. Ve hep de bir iki ‘nazdan-nuzdan’ sonra illa ki o koltukta olurdu! Ne yaparsın! Nazı da ‘tuzu’ydu Gıyas abinin! Belki 4 defa böyle gelip gitmiştir. Ama her geldiğinde de iş olsun diye o başkanlığı yapmamış, en kritik dönemlerde bile takıma sahip çıkmış, en azından Erzurumspor’a küme düşmeyi yaşatmamıştır. Onca paralı ve popüler şehir takımları olmasına rağmen Gıyas abinin Erzurumspor’u bir şekilde paçayı sıyırır, diğerleri ‘dıllımp’ düşerlerdi!
***
Gıyasettin Yüksel’i tarif etmek için sanıyorum uzun uzun anlatmaya, süslü cümleler kurmaya gerek yok. Süslü-püslü gezmeyi severdi ama o da zaten böyle ‘süslü-püslü cümleler’i o da sevmezdi! Karşısındakine tanısın, tanımasın, sürekli ‘pozitif’ elektrik veren, yeri geldiğinde ‘küçükle küçük, büyükle büyük’ olan, şakacı, renkli, hoş bir ağabeyimizdi. Bugün eski hareketliliğinden eser kalmayan ve son derece sade bir yaşam ile günlerini geçiren selametlik Gıyas abiden sanımıyorum ki küsen birisi çıksın! Çünkü o her zaman dost kalmayı isteyen, düşmanlığa kapısını kapatmış bir gönül adamıydı da. Bugün Erzurum’da kapısını çaldığında onu buyur etmeyecek, saygıdan ayağa kalkmayacak, çay, kahve ikram etmeyecek kimse çıkmaz diyorsam, bana inanın! En azından onu tanıyanlar bu sevgi ve saygıyı asla ondan esirgemezler. Bu sevgi ve saygı sadece Erzurumspor’da yapmışıklarına değil, kişiliğine ve karekterinedir de.
***
Bilirim ki Gıyas abi ile yol arkadaşlığı yapan herkeste ilginç ve güzel anılar vardır. Hele de kendi yönetici arkadaşlarında ve o dönemde ter döken futbolcularda, tonlarca! İnanıyorum ki benim yaşadığım hatıralar kadar onların ki de bol kahkahalı, şen hatıralar.. Zaten Gıyas abi ile sohbet apayrı bir zevk. Onunla ilgili hatıralar da elbet, öyle zevkli öyle keyifli olacak. Kendini kısa sürede Erzurum’da kabul ettiren ve haklı bir yer edinen Karayazılı Hacı Niyazi’nin ‘yüzü güleç’ oğlu ‘nüktedan’ Gıyas abinin bilinen en büyük özelliği de, ‘kelepir fiyata futbolcu’ transfer etmekti! Başkalarının milyarlarca lira verip alamayacağı oyuncuyu tatlı diliyle milyoncuklara transfer etmesiyle meşhurdu! Gıyas abinin başkanlığını yaptığı kulüpte top koşturmak, onu tanıyan oyuncular için zevk olmuştu. Bunlardan bir tanesi Tolunay Kafkas’tır. Evet. Yanlış duymadınız. Bugün Trabzonspor’un başındaki Tolunay Kafkas’ı Türk futboluna kazandıran en önemli isimlerden biridir Gıyas abi.
***
Başkanlık yaptığı ilk günü tam hatırlamıyorum ama Yüksel’in Erzurumspor defterini kapattığı o günü ve tarihi dün gibi hatırlarım. 20 Ocak 1993! O tarih, sadece Erzurum için değil, Türkiye için de çok önemli bir tarihtir. O gün Erzurumspor’da Hamza Cimilli başkanlığı kazanırken, ünlü gazeteci Uğur Mumcu da katledilmişti! Hiç unutmam, Mumcu’nun öldürüldüğü haberini aldığım gün Cimilli’nin seçildiği, Yüksel’in de kaybettiği gündü. Akil adam, akil adam diyorlar ya! O günden sonra Erzurumspor’a sadece ‘seyirci’ olarak hizmet veren ve hiç bir zaman gelen idareciler ile ‘ucuz polemik’lere girmeyen ‘pek centilmen Yüksel’, spor camiasının ittifakla kabul ettiği bir ‘akil adam’dır o ! Görev yaptığı süre içerisinde ‘iz bırakan’ başkanlardan olan Gıyas abi, gerek kulübü idare edişindeki ustalığı ve gerekse bazı kritik ‘an’lardaki manevraları ile hep spor çevrelerinde genel kabul görmüş isim olmuştur.
***
Uzun süre devam ettirdiği Ticaret Borsası Meclis Başkanlığını da bırakıp bugünlerde iyice ‘inziva’ya çekilen ve işlerini en az babaları kadar renkli oğulları Abdullah ve Murat’ın sıtına yükleyen Gıyas abiye sağlıklı ömürler dilerken, gelecek neslin Gıyasettin Yüksel ismine ‘hassaten’ saygı göstermesini istiyor ve bekliyorum. Ve Erzurumspor defterini kapattığı o gün şeref vererek bana da listesinde yer veren sevgili başkanıma sonsuz hürmetlerimi sunarken, onu Beethoven’in şu meşhur anlamlı sözü ile uğurluyorum: Bütün mesele, iyi ve büyük görünmek değil. Gerçekten iyi ve büyük olmaktır!”.
FACEBOOK YORUMLAR