Tamam, kabul ediyorum, çoğu kez herkesle aynı düşünemeyebiliyorum. Erzurumluların arefe günlerinde çuvallarla eve ekmek götürme mecburiyetinde kalışını, fırıncıların bayram süresince ekmek çıkartmamasının bir Büyükşehire yakıştıramadığımı filan eleştiriyorum, bir Allah’ın kulunu yanımda göremiyorum. Kardeşimin bile, ”Bayat ekmek yesen ölür müsün” serzenişi ile karşılaştığımda yine bir Allah’ın kulu çıkıp da benden yana tavır alıp ‘Doğru söylüyor. Türkiye’de hiç bir ilde insanlar bayramda günlerce taze ekmeğe hasret kalmıyor. Bunu Erzurumlu haketmiyor” demiyor! Ama ne yapayım, tek kaldığımı görsem dahi, diyorum. Rabbim böyle yaratmış! Ne yapayım, ben diyorum! Yapacak bir şey yok!
***
Ama Allah aşkına söyler misiniz, şu kavşaklarda kırmızıda çok fazla, yeşilde de anlık durup-gittiğinizin siz farkında değilmisiniz, yoksa bana mı öyle geliyor!!! Bana mı yoksa o kırmızı ışık ‘kağnı hızı’, yeşil ışık da ‘uçak hızı’ yanıp sönüyor! Mangal yakıp et yiyecek kadar oldukça ‘geniş’ bir vakit gibi bana gelen bu kırmızı ışığa göre ‘yeşil ışığın kıtlığı’, bu şehirde sadece beni mi uyuz eder, vallahi merak eder dururum! Hoş bir tane çevremde bu konudan muzdarip olan birisini bulsam daha ağır da konuşacağım ama belki de uyuzluk bendedir diye inanın daha ses çıkartamıyorum! Belki inanmazsınız. Onca dost sohbetlerinde, arkadaş ortamlarında dillendiriyorum da birinden de duymuyorum bu sıkıntıyı, kendime bir dert de bunu ediyorum, iyi mi?
***
Kabul ediyorum. Her ne kadar adı Büyükşehir de olsa(!) ve şehir büyüdükçe trafik de giderek sorun olur, alt yapı yetersizliğinden dolayı ışık sürelerinin kabul edilebilir tarafı bulunur ama yine de ben şu sinyalizasyon işini organize eden ekip mi, kurul mu, her kimse, onların kimlerden teşekkül ettiğini merak ediyorum. Afrika’nın hangi ülkesinin sinyalizasyon ekibinden rol çalmışlar, öğrenmek isterim! ‘Yokuş Ali’ ile bir akrabalıkları var mı, yok mu, ne yer ne içerler, bu sinyalizasyona yön veren arkadaşları ‘emekli maaşları’ gibi mesele ettim kendime vallahi! İstanbul’u onca tanıdığına inanan, trafiğin en yoğun caddelerini de araçla turlayan, turlanan ben, inanın ilk defa Erzurum trafiğinde karşılaştığım 70 saniye kırmızı ışık mantığını anlamış değilim! 50 ve 60 saniyeleri bıraktım, kırmıszıda 70 saniyelere raslıyorum bu şehirde be! Ve o yeşil ışığı ‘üvey evlat’mışız gibi ‘gıdım gıdım’ bize layık gören o iradeyi cidden yakından tanımak isterim! İnanın o yeşil ışıktan bir 15 saniye fazlayı kaça verirler, onu da talep edecek duruma gelmişim! Parası ile değil mi gardaş? Bir 15 saniyelik yeşil ışık kaça olur, desinler vereyim! O kadar yani!
***
Belki çoğunuzun halen okurken, ‘Yahu bu da mesele mi?’ deme ihtimalinize rağmen her türlü riski göze alaraktan cidden önem verdiğim bu konuda kim yetkili, öğrenmek için bir teşebbüste de bulundum aslında! Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu’nu aradım bugün öğleden sonra. Kendisine konu ile ilgili birimin kim olduğunu sordum. O da bana bu işler işe Ulaşıim Hizmetleri Dairesi’nin ilgilendiğini söyledi. Sonrasında telefonunu bulduğum Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Hizmetleri Daire Başkanı Amir Badur’u aradım. Aradığım numara cevap vermedi! Anladım ki, yeşil ışık müddetini uzatmak kadar telefona cevap vermek de zor! Henüz tanışma şerefine eremediğim Ulaşım Daire Başkanı lütfedip eğer telefonu açsaydı, kendisine bu durumu anlatacaktım, ikna olmazdım ama en azından bu kırmızı ve yeşil ışık muhabbetinin gerekçelerini ‘birinci ağız’dan dinlemiş olacaktım!
***
Hem size bir şey daha söyleyeyim mi? Erzurum’da bazı kavşaklar var. Çok fazla araç ve yaya yoğunluğunun olmadığı. Buralarda dahi kırmızı ışığın süresi oldukça uzun. Yeşil ise dediğim gibi. Karne ile! Yahu ne yandan, ne karşıdan araç geçmiyor olsa bile mobese korkusundan çaresi yok, bekliyorsun, gidemiyorsun. Aracında ağır hasta dahi olsa. Bizim bir arkadaş, bu tür durumlarda genelde etrafta araç yoksa, kırmızı ışığa aldırmadan geçerdi. Her zaman da uyarırdım onu, ‘Kamera var’ diye! Ama o da hep bir savunmada bulunurdu: Ben aptal mıyım! Beni niye aptal yerine koyuyorlar! Avrupa’da bazı şehirlerden örnek verirdi, ‘akıllı sinyalizasyon’lar sayesinde yol uygunsa hemen yeşil lamba yanarmış! Onu gerekçe gösterirdi. Gerçi arkasından henüz o sebeplerden ötürü ceza yazıldığını filan da duymuşluğum olmadı ama ben şahsen o riski göze alamam! Hiç almadım da!
***
Son sözüm odur ki, inanın acil işim olduğundan filan değil, keyfi uygulama olmasından kaynaklı bir uyuzluk hali bendeki! Yoksa gideceğim yere 5 dakika önce veya sonra gitmişliğimin emin olun önemi yok. Sadece kendimi kötü hissetmeme sebep oluyor, o! Birilerinin tatmin olması için yapıldığına inandığım bu uygulamalara, kendime ve adına Büyükşehir de denilen şehrime yakıştıramadığım için kıl oluyorum! Çok önemli kavşaklarda gereksiz yığılmalara da sebebiyet veren bu kırmızı ve yeşil ışık uygulamasını yazmaya devam edeceğim.
FACEBOOK YORUMLAR