Peygamber Efendimizin “kalbini mi yarıp baktın?” ifadesiyle bir cümleye sığdırdığı psikolojik rahatsızlıklar olan sû-i zan ve niyet okumak; peşin hüküm, saplantılı bakış, tarafgirlik, taassup ve bağnazlıkla, kendi sanılarına göre yalan ve iftirayla kişilere yersiz ve mesnetsiz ithamlarda bulunmaktır.
Hani “hava bulutlu” diyene “sen bana ördek dedin” diyenlerin düştüğü durum gibi.
Hayatın her alanında aile ilişkilerinden, arkadaşlıklara, özellikle siyasette, siyasilerin kendi aralarında ve fanatik taraftarları arasında, yaşanan bu dram ülkemizde en üstten en alta ciddi psikolojik sorunlara, mutsuzluklara ve güven bunalımına yol açmaktadır.
Müslüman olduğu iddia edilen bir ülkede, Müslüman olduğunu iddia eden hiç kimse, niyetleri okumak, kalpleri bilmek sadece Allah’a mahsus olduğuna göre, kendisini Allah’ın yerine koyarak niyet okuyamaz. Çünkü bir tür kehanet olan niyet okumak Allah’a şirk koşmaktır.
Niyet okumak, su-i zan yapmak gibi psikolojik sorunları olanlar, kendi dünyalarını ve ahiretlerini berbat ettikleri gibi, kendisinin ve bütün insanların hayatını cehenneme çevirirler.
Çözüm; beynimizin böyle bir yeteneğe sahip olmadığı gerçeğini kabul etmek ve farklı fikirlere açık olmayı başarmaya çalışmaktır.
Bunu da okuyarak, öğrenerek, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğunu sanan cahillerden ve ahmaklardan olmayarak, onlardan uzak durarak başarabiliriz.
FACEBOOK YORUMLAR