Covid Aşısı karşıtlığı konusunda herkesin kendi vücudu hakkında tasarruf hakkı vardır dolayısıyla aşı olmama hakkı vardır düşüncesiyle, çok fazla fikir beyan etmedim
Ama salgın tüm hızıyla sürerken, vakalar şiddetlenir, vaka sayıları hızla artarken, aşı ve aşı karşıtlığı ile ilgili, bir şeyler yazmak ihtiyacı hissettim.
Gördüğüm kadarıyla covid aşısı karşıtları dünyaya komplo teorileri üzerinden bakan, bilgiden öte hisleriyle hareket eden kişiler olarak karşımıza çıkıyor.
Bir kısım aşı karşıtları; aşı yoluyla insanlara mikroçip takılıyor, dijital sertifika yoluyla insanların kişisel verileri kaydediliyor, bu yolla takip ediliyor, aşılarla insanların genetiğini bozuyor, DNA’sı ile oynuyorlar, aşılar bizi manyetik hale getiriyor iddialarını ortaya atıyor.
Diğer bir kısım aşı karşıtları ise; aşılar dünya nüfusunun azaltılması için kullanılıyor, aşılar kısırlığa neden oluyor, aşıların salgın karşısında hiçbir etkisi yok, aşılar salgını artırıyor, aşı olanlarda ölüm oranı hastalıktan daha yüksek, bu aşıların asıl yan etkileri uzun vadede ortaya çıkacak gibi iddialarla covid aşısı karşıtlığı yapıyor.
Bütün bu iddialar bilim insanlarınca cevaplanmasına, yalanlanmasına rağmen aşı karşıtlığının devam ediyor olması, bizim salgınla uzun süre beraber yaşayacağımızı gösteriyor.
Burada aşıya güvenilmemesinin, aşı tereddüdü yaşanmasının önemli bir sebebi; birçok devlet başkanının itiraf ettiği gibi, sadece ülkemizde değil dünyada halkın bu konuda yöneticilerine güvenmemesidir. Bu sebeple yöneticilerin halkı ikna edecek, bu güvensizliği ortadan kaldıracak adımları atması, bu güveni sağlaması gerekir.
Şimdi biz kendi açımızdan bakalım; bir aşıya senin DNA’ı bozacak, seni, senin gelecek neslini ele geçirebilecek teknolojiyi yükleyebilen güç zaten seni istediği gibi elinde oynatabilir ki gücü elinde bulunduran ülkeler, derin güçler zaten bunu başka yollarla yapıyorlardır.
Dünya nüfusunun azaltılması iddialarına gelince hastalığı dünyaya yayan güç zaten ölümü de beraberinde yayıyor, daha aşı ile ne diye uğraşsın?
Kim ne yapsın seni, senin geleceğini, kim istesin senin neslini bozmayı?
Etrafına bir bak; insanlık mı kalmış, ahlak mı kalmış, vicdan mı kalmış, merhamet mi kalmış, din mi kalmış, vatan, millet, bayrak sevgisi mi kalmış ki senin neslini bozsunlar. Sen zaten aşısız, ilaçsız aklen de, ruhen de, bedenen de teslim olmuş, onların istediği kalıba girmişsin.
Hamaset, kibir, kin, öfke, nefret, bencillik, hainlik, başkalarının kuyusunu kazmak, vicdansızlık, merhametsizlik, samimiyetsizlik, riyakârlık, seninle aynı görüşü paylaşmıyor diye öz kardeşini bile ötekileştirmek, düşman, hain ilan etmek bu ülkede sıradanlaşmadı mı?
Şöyle bir bak bir ülke daha ne kadar bozulabilir ki adam bir de aşıyla bizi ve gelecek nesillerimizi bozmaya çalışsın. Bölünmüş, parçalanmış, kula kul olmuş, nefsimize teslim olmuş, vatan, millet, bayrak sevdasını bir kenara bırakmış, menfaatlerimizin, hırslarımızın, beklentilerimizin içinde boğulmuyor muyuz?
Aşıyla ilgili komplo teorilerini bir kenara bırakıp kendimiz, ülkemiz, milletimiz, çoluk çocuğumuz, anamız babamız için aşı olmakta fayda var.
Ayrıca bu komplo teorilerine inananlar lütfen haklı çıkmayı arzu etmeyiniz. Bugün itibariyle Türkiye’de bir doz aşı olan kişi sayısı 53 milyon (%85), iki doz aşı olan kişi sayısı 42 milyon (%68). Eğer haklı çıkarsanız ülkemizde ve hatta dünyada daha başka neler olur düşünün. Tek başına yaşamadığınızı unutmamanız kaydıyla, tabi ki vücut sizin, karar sizin.
FACEBOOK YORUMLAR