Aidat için ikamet ettiğim sitenin yönetim odasına uğradım.
Hafif bir tartışma, konu elektrik faturaları…
Nisan ayında, Erzurum’da kaloriferlerin yandığı, hidroforların ara sıra çalıştığı yani enerji sarfiyatının olabildiği aydaki fatura Mayıs ayında iki katına çıkmış. Bir blokun Nisan ayında 820 TL toplam tutarı, Mayıs ayında aşağı inmesi gerekirken, bin 941 liraya çıkmış.
Komşularım haklı homurdanmalarıyla birlikte kuzu kuzu öderken üzerine düşeni, ben de sebebini sordum.
Aldığım cevap; faturayı düzenleyen YAREN adlı şirkete yönetim tarafından zaten yazıyla sorulmuş. Onların da aldıkları cevap; yorumu Erzurum aksanıyla, “Gardaş, kusura bakmayın, bizimkiler yannışlıkla yapmış” dercesine bir açıklama göndermişler.
Özetle, abonelerin endeksleri sehven hatalı alınmışmış…
Kuzum sen kimin YERİNisin? Bu nasıl hatadır? Bizim sitede 6 blok var. Her blokta binbeşyüz lira geçirsen, 6 blokta 9 bin TL, eski deyimle 9 milyar lira eder.
Bunu bir de Erzurum ölçeğine vuralım… Ne kadar sehven var?
Arkadaş, bizler kuzu kuzu ödüyoruz…
Şimdilik…
Ama bu kuzuların sessizliği bir 7 Haziran’la daha karşılaşabilir…
***
Söz faturalardan açılmışken, saygıdeğer okuyucularıma soruyorum..
Bir kWh elektrik ne kadar?
Bilemezsiniz. Bilmeniz, hesaplamanız da mümkün değil…
Bunun aktifi var, gecesi var, gündüzü var, iletim, dağıtım, PSH (SO), PSH bedelleri var, enerji fonu var, okuyanın yaptığı yanlışların afferin bedeli var… Var da var..
Ha bir de, asla hakkımı helal etmediğim kayıp bedeli vaar, TRT payı vaar..
Boşverin, takmayın kafayı!
Siz en iyisi yönetim odalarına da uğramayın, otomatik ödemeye verin, ne siz görün ne de yarenini edin!
Ya su?
Kullandığınız suyun tonunun ne kadar olduğunu biliyor musunuz?
Bilemezsiniz tabii…
Bunun da bakımı vaar, ÇTV’si var, geçmiş dönem hatırlatması vaar…
Geçmiş dönemi hiç unutmuyorlar da, nedense Erzurum yeni Büyükşehir Yasası ile yönetilmesinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Hâlâ mahallelerin, sokakların, kapı numaralarının isimleri asli görevlisinden pek bilinmiyor…
Yani hangi abone hangi mahalle, sokak ve numarada, faturalarda yine Erzurum ağzıyla karman çorman…
Çok görmüyorum, bırakın yeni yasanın bir yıllık geçmişini, posta kodu uygulaması neredeyse 20 yıla yaklaşıyor, şu koca büyükşehirde ikamet ettiği adresin posta kodunu kaç kişi biliyor?
Şu mübarek günlerin iftar sonrasında eğlence programlarıyla narkozunu alan kuzular sessiz…
Vur patlasın çal oynasın…
***
Aslanım bankalar…
Kurumsallar…
Renkleriyle, düzeniyle, formatıyla son yılların en cezbedici olguları…
Yarenliğin YAR ENLERİ…
Siz de şehirde rastlıyorsunuzdur…
Şehrin en işlek caddelerinde, köşe başlarında, boyanmış cilalanmış, kapısına da iri fontlarla yazılmış hâlihazır “KURUMSALA KİRALIKTIR” ilanlarına…
Al 300-800 metrekare yer, ver kurumsala, imzala aylık 10-40 bin TL’den kontratı, otur aşağı…
***
Yarenlik konular o kadar çok ki…
Kafanızı şişirmeden kısa bir örnek daha vereyim…
Rahmetli Özal’ın, “Benim vatandaşım işini bilir” tipleri o kadar çoğaldı ki son yıllarda…
Bunlardan minik bir örnek…
İşini bilen vatandaş, gider Karadeniz’den kurulmuş bir şirket adını alır. Temiz bir iş bitirmesi de vardır. Gelir bu şehire ve iman gücüyle, akıl ferasetiyle, sihirli gücüyle bir yol ihalesini kapar.
Sonra gider o aslanım bankaya, kredisini alır, ardından şantiyesini makine parkını kurar ve başlar yolunu yapmaya…
İşi bitirir, sonra elde ettiği anasının sütü gibi helal artıyla, bir dahaki ihaleye yol alır…
Allah, “yürü kulum” dedi mi işte böyle yürüyor insan…
Sonra…
Sonrası biz o ikinci kez yapılmasına rağmen Erzurum-Ilıca arasındaki titrek yolda, bilmem kaçıncı kez yapılan Erzurum-Tortum arasındaki geniş dolgu yolda, yine bilmem kaçıncı kez yapılan Erzurum-Pasinler arasındaki muhteşem asfaltta kuzu kuzu gideeer geliriz…
***
Ezcümle…
Bu yazıyı hazırlarken, yaptığım mini bir araştırmada kredi kartı sayısındaki son durum dudak uçurtacak cinstendi…
Bu ülkede nüfus 81 milyon…
Dağıtılan kredi kartı sayısı 57 milyonu geçmiş durumda…
Sahipleri kendi borçlarını benden daha iyi biliyor…
POS cihazı sayısı son 5 yılda 1 milyon 823 binden 2 milyon 406 bine, ATM sayısı 27 bin 649’dan 46 bin 494’e, banka kartı sayısı ise 70 binden 109 bine çıkmış…
Haa şunu da ekleyeyim…
Yine geçenlerde bir banka bölge başkanını hayırlı olsun ziyaretine aynı amaçla gelen birkaç banka müdürünün ortak konuşması da hayli dikkat çekici…
Bankalara, emekli maaşını almaya gelen vatandaşların çok büyük kısmı tüketici kredisi kullanmış… Evine, oğluna, kızına, gelinine v.s…
***
Asgari ücretin de altında bir maaşla çalışan bir tezgâhtar kızın eline CEZBETTİRİLEREK tutuşturulan yaklaşık 3 bin TL’lik cep telefonu ve onu her türlü cezbedici hilelerle kampanyalara bağlayanlar bu işin sonunun nereye varacağını artık iyi düşünmelidirler…
Yine bir rakam analizi; Türkiye’de lüks tüketici sayısı son 15 yılda 140 milyondan 350 milyona çıkmış…
Bu işin hür türlü sosyolojik analizi yapılmalıdır…
Yunanistan burnumuzun dibinde…
Suriye gerçeğiyle kardeş olduk…
Fazla YAREN’e hacet yok…
Hayırlı koalisyonlar…
FACEBOOK YORUMLAR