Ekonomist değilim. Ekonomi yazar çizeri hiç değilim.
Ancak, sizler gibi sıradan bir işçi, memur, emekli, serbest meslek sahibi, tüketici bir vatandaş olarak görüşlerimi, düşüncelerimi, gözlemlerimi aktarmaya çalışacağım.
Malumdur; beslendikleri kurumların şarkısını söyleyen yazar çizer, her konuda allame takımı, yılı aşkın süredir televizyonlarda, yazılı, görsel ve sosyal medyada memur ve emekli memur maşlarından “en düşük emekli maaş” devinimiyle planlı bir şekilde gündem oluşturup ve gündemde tutarak ha bire atıp tuttular.
Maaşlar belirlendi, akabinde asgari ücret, en düşük emekli maaşları, kök maaşlarla yine gündem oluşturuldu...
Muhalefet liderleri de aynı sakızı çiğneyip durdu, çözüm önerisiz, plansız, programsız, cılız ve beceriksiz ifadelerle...
-En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çekilmeli...
Eee!
-Son söylenen yüzde 50’lik bayram ikramiyesi yetersiz, yetmeeez, artış iki katına daha çekilmeli...
Eee!
İktidar yanlısı medya zaten ana haberlerde, planlı programlı ana yorumlarda, hemen iki bayramı bir araya getirerek, yüksek rakamla zammı ballandıra ballandıra zaten ödeme takvimi belirliyor...
Daha ramazana bile gelmedik, kurban bayramı ikram ediliyor lütufla...
-Dilin kemiği yok ya, seyyanen 8 bin, 10 bin 15 bin gibi rakamlarla yeni zam beklentileri...
Eee!
Eee’si şu;
Diyelim ki, seçim anketlerine göre, Sayın Erdoğan’ın ağzından kürsünün birinde “imkanlarımızı zorladık, emekli maaşlarına seyyanen 10 bin”, bir başka gün ve yine kürsüde “ikramiyeleri de 10 bine çıkartıyoruz” müjdesine memur ve memur emeklileri kazan kaldırmaz mı?
Sayın Erdoğan, buna da kayıtsız kalamaz ve diyelim ki, onlara da bir iyilikle ücretler güncellendi ve maaş bodrolarında rakamlar yine arttı...
Sonra?
Sonrası Nisan’a kalmaz, Mart’ın sonuna doğru hep birlikte görürüz...
Çünkü, bu ülkede memur, işçi ve emeklilerin maaşları güncellenmeden, tahmini oransal rakamlar söyler söylenmez iğneden ipliğe her şey kat kat fütursuzca, insafsızca güncelleniyor.
“Ürün ürüne baka baka zamlanıyor” atasözümüz de lügatte yerini aldı şükür.
***
Eskiden holdingleri olan bazı medya patronlarının farklı sahalarda yatırımları vardı. Ellerindeki gazeteleri de çok iyi kullanırlardı bu yolda.
Bilinen bir örnektir; Söze konu medya şirketlerinden biri, bu gücü de kullanarak rantabl bölgelerde beyaz ete, çiftliklere, entegre tesisleriyle yatırım yapar, aradan bir süre geçtikten sonra çaktırmadan kırmızı eti tu-kaka ederdi sürmanşetlerde...
Şimdilerde, dikkatimi çeken bir olay;
Yaklaşık bir buçuk yıl önce idi. Günümüzün medya unsurlarının birinde bilmem ney yağ üreticileri başkanına mikrofon uzatmışlardı; “Efendim ham madde girdileri çok ciddi arttı. Biz de buna göre davranacağız” söylemiyle Türkiye’de yağ ve yağ ürünlerinin fiyat artışları depar attı.
Birkaç ay sonra yine aynı vatandaş ve farklı bir birlik başkanından yine aynı televizyonlarda benzer yorumlar. Akabinde tut tutabilir isen et, yağ, süt ve ürünlerinin fiyatlarını.
Bunun yanına dövizdeki ani çıkış, iniş, tekrar tırmanışa frenlemeyle koruma ve mevduatları da ekle...
Emir kulu TÜİK ne etsin?
Maaş artış zamanı gelmiş dayanmış. Bizimkiler ha bire asgari ücret, en düşük maaş yetersizliklerini, fakirlik, yoksulluk sınırlarını simit örneklemeleriyle bas bas bağırıyor.
Ankara, İstanbul, İzmir şehir bulvarlarındaki gibi herkes simitle besleniyor ya...
Çalışan ve emeklilerin maaş ve ücretlerinin 2-3 kat arttığı süreçte, ekmek 7 katına çıktı, elektrik, su, doğalgaz ve temel gıda maddeleri 10 kat ve üzeri katlarla zamlandı.
***
Belki sizin de dikkatinizi çekmiştir; seçim sonrası şu üç harfli marketlerde 15-20 kilogramlık paketlenmiş şükürlük makarnalar yeniden müşteri geçiş yol ortalarında göz hizasına istiflenecektir...
***
Erzurum Yoncalığın köşedeki hırdavatçı;
Daha üç gön önce piyasada 29-35 TL fiyat aralığındaki bir ürünü bana 150 liradan sattın. Senin tuzun kuru... Ürünün raf ömrü yok, denetim yok, öp öpebildiğin kadar...
Mumcu’nun başındaki elektrikçi;
Daha iki ay öncesine tanesi 3-5 liradan satılan klemensi bana 20 liradan kakaladın... Öyle ya; sattığını yerine koyamıyorsun ya...
Şehri tekelinde bulunduran zincir marketler, sizi de ekleyeyim;
Bayram bile gelmedi, verilen ikramiye rakamı sizin raflarınızdaki peynire, yumurtaya, bakliyata... müjde gibi yansımış maşallah...
Daha binlerce ürün örneklemeleri...
Bu durumu hemen herkes her an yaşıyor...
Burada olan sabit gelirli, ücretli, maaşlı vatandaşa oluyor.
***
Düştük bir alamete; döviz ve akaryakıta endekslenmiş gidiyoruz helal nimete (!..)
Bütün suç EPDK ve Brent Petrolde...
Bu da şimdilerin modası mı oyunu mu, doğrusu anlayamadım gitti.
“Akaryakıta zam gelecek” tiyosu bilinçli bir şekilde basına sızdırılıyor. EPDK, Brent Petrol’e dayandırarak yazıyoruz, çiziyoruz ve araç sahipleri de gece yarısı olmadan, depodaki eksik birkaç litreyi tamamlamak için bazı yerlerde sıraya giriyor.
Bu haber duyulur duyulmaz, garibim market çalışanları gece yarılarına kadar ellerinde habire değiştirdikleri rulo etiket makineleriyle fiyatları akşamdan güncellemeye başlıyor. Unutulanlar, vatandaş raftan alıp kasaya gelinceye kadarki süre zarfında zamlanıyor. Çünkü kasadaki okuyucu çoktan sistemi güncellemiş...
***
Evet, dünden manşette verdiğimiz “Bu gece indirim var” haberimizdeki gibi, tam bir hafta önce 2.56 TL zam gören motorin, piyasadaki fiyatları insaf oranlarıyla güncelledi bugün 1,5 lira indirimle göz boyayarak yerine geçti.
Kim kazandı dersiniz?
İşte size denetimsiz, başıboş serbest piyasa ekonomisi ve enflasyon...
Ver mehteri!
Pardon, seçim otobüslerinde artık mehter değil, popüler kültürün yeni dizeleri seçmen avında...
FACEBOOK YORUMLAR