“Son dakika… Cumhuriyet’in tarihi değeri satılıyor! Resmi Gazete’de yayımlandı” başlıklı haber, Petrol Ürünleri İşverenleri Sendikası (PUİS) Doğu Anadolu Bölge Başkanı Vahit Bingöl’ün duyurduğu ‘satış’ ile ilgili konu hakkındaki gelişmeleri anlatıyordu.
Ankara’dan geçtiğimiz hafta arayan Vahit Bingöl bu talihsiz satışın, ikinci bir Aşkale Çimento örneği ile fırsata dönüştürülmesinin ilk fişeğini yakmak istiyordu. Bingöl’ün ilk hedefi Aşkale Çimento’daki birliktelik ve başarıyı Ilıca Şeker Fabrikasında da sağlamak. Ardından Torku markası adı altında gıda üretimi yapan Konya Şeker A.Ş.’nin açtığı yolda yürümek.
Sevgili Vahit Bingöl’ün samimi ve içten gelen heyecanını paylaşmamak mümkün mü? Zaten böylesine önemli bir teklife hiç kimsenin ‘hayır’ diyecek hali yok. Anadolu’da özelleştirme başarısını yakalayan Aşkale Çimento ve Torku’nun izinden gidebilmek için önce önderlik edecek bir komiteye ihtiyaç var. Ayrıca milletvekilleri, valilik, Büyükşehir Belediyesi ve alt belediyeler, STK’lar açılan bu şemsiyenin altında toplanmalı.
Şimdi gelelim ihale ile ilgili bilgilere. Ilıca Şeker Fabrikasının ihalesi 11 Nisan 2018 günü yapılacak. İhaleye girebilmek için 3 milyon lira geçici teminat veya banka mektubu vermek gerekiyor. İhaleye, gerçek ve tüzel kişiler ile yatırım fonları ve ortak girişim grupları katılabilecek. Pazarlık usulü ile gerçekleştirilecek ihale, teklif sahiplerinin katılımı ile yapılacak açık artırma ile sonuçlandırılacak.
SAHİPSİZ MEMLEKET Mİ?
“Türkiye’de pancardan şeker üretimi, fabrikaların satışı ile sona erecek. Oysa Almanya, Fransa, Hollanda ve Polonya gibi Avrupa ülkeleri pancardan şeker üretiminden vaz geçmiyor. Acaba niye? Erzurum Şeker Fabrikası yıkılıp yerine AVM (Alışveriş Merkezi) mi yapılacak? Aradan 13 ay geçmesine karşın Cazibe Merkezleri Projesi sayesinde yaptırılması hayal edilen 40- 50 fabrikadan ‘tık’ bile yok. 62 yıldan beri hizmet üreten, istihdam sağlayan, çitçi dostu, yörenin kalkınmasına katkı sağlayan ilk fabrikamız, özelleştirme adı altında elimizden çıkacak. Bu satışla Rıfkı Salim Burçak’ın kemikleri sızlamaz mı?” diye karşı çıkanlar ve endişe duyanlar var.
AHMET BAŞAR NE DEDİ?
Erzurum ovasında çok önemli bir araziye sahip Şeker Fabrikasının geleceği hakkında uzman olan arkadaşımız Ahmet Başar’ın görüşleri oldukça önemli. Ahmet Başar, Erzurum Şeker Fabrikasıyla ilgili şunları söyledi:
“Fabrika sadece Erzurum'un değil Ağrı, Kars, Muş, Van gibi illerimizin kalkınmalarına katkısı olmuştur. İşlenen pancardan elde edilen şekerin, küspenin, melasın, alkolün satışları ve nakliyesi, bölgemiz ekonomisine çok önemli katkılar sağlamıştır. Küspe ve melas sayesinde hayvanların karkas ağırlıkları 80-100 kilodan 200-300 kiloya çıkmıştır. Bölgede istihdam yaratılmıştır. Pancar Ekicileri Kooperatifler Birliği (PANKO BİRLİK) devrede olmalıdır. Çünkü pancar çiftçileri, pancar kooperatiflerinin ortağıdır.”
FABRİKAYI ERZURUM’A KİM GETİRDİ?
Peki Erzurum’un ilk sanayi yatırımı olan Şeker Fabrikası nasıl kurulmuştu? Yıllardan beri uygulanan kota yüzünden kapasitesi azalan ve çalışma süresi kısalan fabrikanın kuruluş öyküsü ise oldukça ilginç:
O yıllarda Erzurum'a şeker fabrikası kurulmasına, karşı çıkılıyor. Gerekçe olarak da 2 bin rakımda şeker pancarı yetişmeyeceği gösteriliyor. Ama Erzurumlu parlamenter Rıfkı Salim Burçak'ı ikna edemiyorlar. Burçak, “Kocabaşın yetiştiği toprakta niye şeker pancarı yetişmesin?” diye direniyor. Ve de tuttuğunu koparan bir yapıya sahip olan Burçak, 1956'da Şeker Fabrikası'nın Ilıca'ya kurulmasını sağlıyor.
Erzurum'da o yıldan bu yana şeker oranı en yüksek şeker pancarı yetiştiriliyor ve kıtlama şeker üretimi yapılıyor. Rıfkı Salim Burçak, Şeker Fabrikasının ardından Atatürk Üniversitesinin de Erzurum'a kurulmasını gerçekleştiriyor.
Prof. Dr. Rıfkı Salim Burçak (1913-1998), Demokrat Parti'den Erzurum Milletvekili olarak 1950- 1960 yılları arasında TBMM’de bulundu. Burçak, Birinci Adnan Menderes hükümetinde önce Gümrük ve Tekel, sonra Milli Eğitim Bakanlığı yaptı.
FACEBOOK YORUMLAR