İlkbaharla birlikte güne başlarken hepimizin merak ettiği bir şey var.
'Gökyüzü', ya da 'hava' nasıl?
Çoğu zaman da güneşli, masmavi, bulutsuz bir havaya göre giyiniyoruz.
Ancak öğleden sonra gökyüzünü kara bulutlar kaplıyor.
İkindi vakti sanki 'tufan' kopuyor.
Halk takvimine göre, bunlar 'Kırkikindi Yağmurları.'
Oysa Meteoroloji 12'nci Bölge Müdürlüğü günler öncesinden uyarıyor.
Özellikle Mayıs ayının ikinci haftasında iki kez uyarıda bulundu.
Hangi gün, nerede meydana gelecek hava olaylarını aktaran Meteoroloji, 'Aman dikkat' diyor.
Uyarılar ne gibi riskler taşıyor:
Ani sel, su baskını, heyelan, yıldırım, ulaşımda aksamalar ve dolu.
Geçenlerde Kars- Iğdır karayolunun Digor ilçesine bağlı Dağpınar yakınlarına 15 santim dolu yağdı.
Dolu nedeniyle otomobiller yollarda mahsur kaldı.
Sanki ilkbaharda kış yaşandı.
Haberi yazacağız ama '15 santim kar mı yağdı' yoksa 'dolu mu yağdı' diyelim bilemedik.
Endişemiz, hem milleti yanıltmamak, hem de bilenleri üstümüze güldürmemek.
Telefonla aradığımız Meteoroloji Bölge Müdürü Uygar Us:
- Kar değil, dolu. Bu mevsimde kar olmaz.
VATANDAŞ, ÇAREYİ POŞETLİ ÇİZMEDE BULDU
Palandöken Belediyesinin Yunus Emre’deki kurslarla ilgili etkinlikte Meteoroloji Bölge Müdürü Uygar Us'la yüz yüze geldik.
Sohbet sırasında Erzurum'a 26 Mayıs günü yağan doluyu sorunca, Uygar Us şöyle devam etti:
- Aslında o dolunun Tortum - Uzundere hattına yağmasını tahmin etmiştik. Ama Erzurum'a yağdı. O gün metrekareye 27 kilogram yağış düştü. Kargapazarı Dağına yaptırdığımız radar, hizmete girince daha net bilgiler alacağız.
26 Mayıs günü yağmur ve dolu, aslında Erzurum'un alt yapı yetersizliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
En prestijli semt olan Cumhuriyet Caddesi o gün azgın bir dereye döndü.
Caddeden geçen her otomobil, çevreye adam boyu pis su sıçrattı.
Sadece Cumhuriyet Caddesi mi?
Biz doluya İsmetpaşa Caddesinden Cumhuriyet Caddesine çıkarken yakalandık.
Aman yarabbi, neredeyse arabamızın camları kırılacak.
Silecekler yetersiz kaldı, kısa sürede her taraf bembeyaz oldu.
Polisevi ile PTT arasındaki İsmetpaşa Caddesinden akan suyu geçmek çile oldu.
Kimi ayakkabı, çorap, pantolonu ile suya daldı.
Kimi de poşeti ayaklarına çizme gibi giyerek suyu geçti.
2012'DE DEV BORULAR DÖŞENEN CADDELERDE SEL
Oysa 2012 yılının yaz mevsiminde önce Çaykara ardından Bosna Caddesi trafiğe kapatılmıştı.
Cadde ‘karnıyarık’ gibi açılıp, içine koca borular döşendi.
Hatta o günlerde torunum Azra Nil, bu çalışmayı çok merak etmişti.
“Bunlar ne yapıyor?” diye sorunca “Kanalizasyonla yağmur suyunu birbirinden ayırıyorlar. Bundan sonra caddelerden su akmayacak. Yağmur suyu bu döşenen borulardan gittiği için biz görmeyeceğiz” cevabını vermiştim.
Aslında o lafı, o dönem Belediye Başkanı olan Ahmet Küçükler söylüyordu.
Hani bir damla yağmur suyu dışarıdan akmayacaktı?
Cumhuriyet, Çaykara, İsmetpaşa, Bosna, Hastaneler, 50’nci Yıl Caddelerini dolaştık, hepsi perişan.
Alt yapı iki yılda mı iflas etti?
Ev ve işyerlerini su basmış.
Bujileri ıslandığı için otomobiller yollarda kalmış.
Alt geçitler ise su dolu, oto ile giren çıkamamış.
Peki suçlu kim?
Alt yapının çaresizliğini izah edecek bir yetkili var mı?
FACEBOOK YORUMLAR