Dokuzuncu kolorduya bağlı 17 ve 29′uncu Tümenler, 22 Aralık 1914′te Narman’ın Çimenli’den hareket eder, 65 kilometrelik dağ yolunu karakışta 2,5 günde alır ve Şenkaya’nın Bardız’a (Gaziler) ulaşır.
Enver Paşa komutasındaki Mehmetçik, Rus Ordusu ile savaş randevusuna hazırlanırken ordumuz karlı yollarda ve Allahu Ekber’de düşmana değil, karakışa yenik düşer.
15 Ocak 2015′e kadar Genelkurmay kayıtlarına göre 60 bin, bazı tarihçilere göre de 90 bin askerimiz şehit düşer.
SARIKAMIŞ’A OMUZ VERENLER
Tarih kitaplarında çok az yer bulan Sarıkamış Harekatını eskilerde sadece subaylar ile Dağcılık Federasyonu Başkanı Alaattin Karaca ve dağcılar hatırlıyordu.
2003′te Erzurum Kalkınma Vakfı (ERVAK) Başkanı Necati Bölükbaşı ile Sarıkamış Dayanışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez dayanışması ile şehitler ülke genelinde anılmaya başlandı.
Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz’ın rektörlüğü döneminde, Atatürk Üniversitesi GSF Heykel Bölümü tarafından Köprüköy’e güzel bir şehitlik yapıldı.
Sarıkamış Harekatını anma törenleri ve yaygınlaştırmasına emek veren isimlerden biri de Genel Cerrah Prof. Dr. Durkaya Ören’di.
VALİLER İSTEMEDİ, ERZURUM CEPHESİ ÇEKİLDİ
Sonrasında valilerin olumsuz tavrı yüzünden Erzurum cephesi anma programlarında aktif rol oynamaktan çekildi.
Sarıkamış Dayanışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez’in oluşturduğu gönüllüler ise her türlü olumsuzluğa karşı direniyor.
Ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Sönmez geçtiğimiz 20 Ağustos’ta 55 gönüllü ile birlikte Çimenli’den Bardız’a gitmek için yola çıktı.
Geceleri ise şehitliklerin yakınına kamp kuruyorlar ve deyim yerindeyse ‘şehitlerle koyun koyuna yatıyorlar.’
Emekli Albay olan ve etkinliklere her yıl katılan Kadri Pamukoğlu, 2013′te yaptıkları yürüyüşü bir sunum haline getirerek ölümsüzleştirdi.
Pamukoğlu, “Bingür Hocamızın mütevazi kişiliğinden dolayı yarattığı artı değerleri pek çoğumuz bilmiyor” diye de not ekledi.
Emekli albay, geçen yıl yaşanan ve örnek olması gereken bir anıya da sunumunda geniş yer verdi.
FİDAN HANIMIN ÇANTASINI KOCA DAĞDA ÇOBAN BULUR
Şimdi isterseniz geçen yıl ne olmuştu, onu aktaralım:
Geçen yılki etkinliğe katılan Ankaralı Veteriner Hekim Fidan Yüksek, yürüyüş sırasında çantasını kaybediyor.
Koca dağda kaybettiği çantayı bir süre arıyor ama sonunda ümidini keserek Ankara’ya dönüyor.
Çantayı, Narman- Horasan- Sarıkamış üçgeninde büyükbaş hayvan otlatan 29 yaşındaki çoban Umut Ateş buluyor.
Dağda kadın çantası bulan Çoban Umut, hemen telefona sarılıyor ve Prof. Dr. Sönmez’i arayarak haber veriyor.
Adresini aldığı Fidan hanıma çantayı Horasan’dan kargo ile göndermek için de bir günlüğüne sürüyü arkadaşına emanet ediyor.
Veteriner Yüksek kargodan çantası çıkınca şaşkınlığını şöyle dile getiriyor:
- Önemli olan benim böylesine kutsal bir etkinliğe katılmamdı. Çoban Umut, koca dağda kaybolan çantamı bulmakla kalmadı bir de kargo ile ulaştırdı. İşte Anadolu insanın ahlakı ve dürüstlüğünü gösteren örnek bir olay.
UMUT ÖDÜL YERİNE OKULA FOTOKOPİ MAKİNESİ İSTER
Prof. Dr. Bingür Sönmez ise “Ülkede böyle insanların var olduğunu görmek beni çok mutlu etti” demekle kalmayarak Çoban Umut’u ödüllendirmek ister:
Ancak Umut’un tavrı kesindir:
- Ben bir şey istemiyorum, köyün okuluna bir fotokopi makinesi gönderin yeter.
Prof. Dr. Sönmez’in işareti üzerine Sarıkamış Dayanışma Grubu gönülleri Çoban Umut’un Horasan’daki köyünü bilgisayarlarla, fotokopi makineleri, kitaplar ve kütüphane ile donatırlar.
İşte Kadri Albayın işaret ettiği ‘yaratılan artı değer’ler bunlar.
Ben de e- mailler arasından bulup çıkardığım ‘Allahu Ekber’in vicdanlı çobanı’ haberini kaleme alan bir gazeteci olarak bu çorbada tuzum olduğuna inanıyor ve mutlu oluyorum.
FACEBOOK YORUMLAR