Esat Bindesen

Esat Bindesen


Tuzak kurarak ceza yazma devri bitmedi mi hala?

07 Aralık 2014 - 15:43

‘Devlet vatandaşına tuzak kuramaz’

Bu benim fikrim değil,

Kimin fikri peki?

Hemen söyleyelim;

Yargının fikri..

 *

Ama yargı ne söylerse söylesin,

Nasıl bir karar verirse versin,

Bildiğim bildiktir diyen devletin memurları da var.

Adeta tuzak kurarak,

Ceza yazan trafik ekipleri var.

 * 

Geçen gün bu tuzak olayını kamu görevi yapan bir gazeteci olarak kendim yaşadım.

Atatürk Üniversitesi’nde bir dostumu ziyarete gittim.

HGS noktasına vararak bariyerleri açmak için kart almak istedim.

Meğerse bir trafik polisi oraya adeta pusu kurmuşçasına yerleşmiş.

Ruhsatı HGS kartı veren memura uzattım ama ruhsatı memur değil orada pusu kuran trafik polisi beyefendi alelacele kaptı.

Aracın muayenesinin geçtiğini ifade etti.

Bende bildiğimi, dalgınlımıza rastladığını, muayene yaptırmak için de günler öncesinden randevu aldığımı söyledim.

Hani bir söz vardır ya,

‘Deveye köpek ürüyor’ diye.

Aynen öyle oldu.

Trafik Polisi beyefendi bizi hiçbir şekilde dikkate almadı ve cezayı yazdı.

 * 

Yazılan ceza içimizi acıtmadı inanın.

Nihayet o polisin cebine girmiyor.

Devletimizin kasasına giriyor.

Bırakın devlete verdiğimiz parayı,

‘Bizim canımız feda olsun devletimize’ diyen anlayışa sahip insanlarız.

Benim zoruma giden neydi?

Trafik Polisinin tuzak kurarak denetim yapması.

O nokta, polisin kontrol noktası değil arkadaş.

O nokta, Üniversiteye gelen misafirlere HGS kartının verildiği noktadır.

Orada trafiğin kontrol yapacağı nokta da değildir.

Aslında orada o tür davranış sergileyen polis memuru üniversite mensubu güvenlik görevlisinin işini de aksatmaktadır.

Arkadan gelen araçları da kuyrukta bekletmektedir.

Orada sadece gelen araçlara HGS kartı verilmektedir.

O nokta polisin sohbet edeceği ve çay yudumlayacağı mekanda olmamalıdır.

İşte benim itirazım bu noktadadır.

İnsanlar dalgın olabilirler.

Bu çok normaldir.

Ama dalgınlıktan kaynaklanan aksaklığın giderilmesi için kişi başvurusunu yapmışsa,

Aksaklığı gidermek için ortaya bir çaba koymuşsa bunu da karşı tarafın anlayışla karşılaması gerekmez mi?

Zira kanunlarda vatandaşı korumak için yok mu?

Vatandaş olmasa, kanun niye olsun, memur niye olsun.

Vatandaş varsa bunlar var.

Birde başta Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar veya devleti idaresinde söz sahibi kişilerin davranışları vatandaştan yana değil mi?

Aracın muayene zamanı dalgınlığa gelerek geçmişse çok mu büyük bir suç işlenmiş oluyor?

Kişi farkına varmışta muayene için randevu almışsa, bunun hiç mi önemi yok?

Randevu müracaatı bir özür sayılmaz mı?

Tabiî ki bunu anlayabilecek, idrak edebilecek zihinlere ihtiyaç var.

 * 

Olaylara karşı çok duyarlı Erzurum’un bir Emniyet Müdürü var,

Trafik Şube Müdürümüz de öyle.

Vatandaşı anlayan,

Tavırlarını her zaman vatandaştan yana koyan Emniyet Müdürlüğünde görev yapan amir, komiser ve memurlar da var elbette.

Ama arada işte böyle görev yapacağım diye, yanlış uygulama yapanlarda çıkıyor.

Ne oluyor biliyor musunuz?

Vatandaşın o zaman hiçbir şeye güveni kalmıyor inanın.

Ne diyelim;

Yazık vallaha!


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum