1 Kasım seçimlerini geride bıraktık.
Seçimlerle ilgili çok yorumlar yapıldı.
Seçimde başarısız olan partilerin hezimet nedenleri birçok yorumcu tarafından kamuoyu ile paylaşıldı.
Ortak bir fikir etrafın da hemfikir olundu diyebiliriz.
Nedir o fikir?
MHP değil, Devlet Bahçeli ile Selahhatin Demirtaş, partisi HDP ve yaslandığı duvar PKK seçimin kaybedenleri oldu.
*
Bana göre 1 Kasımın mesajı, vatandaş huzur istiyor, istikrar diyor.
Ak Parti 7 Haziran seçimleri sonrası bu pencereden baktı ve 1 Kasım’a öyle hazırlandı.
Miting meydanlarında istikrara vurgu yapıldı,
Terörle yapılan ciddi operasyonlara dikkat çekildi.
İstikrar ile MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye oklar döndü,
7 Haziran akşamı Bahçeli’nin ‘Kapımız kapalı, erken seçim Kasım’a hazırız’ ifadeleri üzerinden Ak Parti siyaset yaptı.
‘Elini taşın altına koymadı’
‘Tabanımız MHP ile bir koalisyon kurulmasına daha yakındı’
‘Hayır dedi, hayırda hayır vardır ifadelerini kullandı’
‘Ne zaman iktidar olacak?’ diye de soruldu.
O kadar gerçekçi ifadelerle siyaset yapıldı ki, seçmende hemen karşılık buldu. Seçim sonuçlarına bakınca da seçmenin de aynı fikir etrafında birleştiği anlaşılmış oldu.
*
Siyasi partilerin en büyük amacı iktidar olmaktır.
Veya en azından iktidara ortak olmaktır.
Çünkü o siyasi partiye gönül vermiş,
Bağ kurmuş,
Peşinden koşturan seçmenleri vardır.
Kimisi iş beklemekte,
Kimisi bürokraside yükselmek,
Kimisi işlerini daha iyi noktalara taşımak,
Kimisi fikir birliği ettiği partisinin iktidara damgasını vurmasını beklemektedir.
Peki seçmen oy vererek,
Milletvekili seçerek iktidara ortak olma yetkisi veriyorsa,
Bu yetki kullanılmıyorsa,
Seçmen nasıl davranmalı?
Bura da parti yetkilileri şapkalarını önlerine koyup düşünmelidir.
‘Efendim bizim şartlarımız vardı,
Bize hükümet kurma teklifi bile yapılmadı’ deniliyor.
Ama 7 Haziran akşamı,
Daha oylar sayılır sayılmaz kapıları kapatmak ne demek?
Siyaset bir sanattır.
Siyaset yapmak karşındaki rakibin ataklarını ortadan kaldırmak için atak yapmaktır.
Karşıya koz vermemektir,
Yoksa sonuç hüsran oluyor,
Hayırda hayır olmuyor..
Siyasi parti için hayırlı sonuç ya iktidar olmaktır, ya da iktidara ortaklıktır.
Seçmende karşılığı da bu veya buna benzer tespitlerdir.
*
Ak Parti bütün organlarıyla meydanlara çıktı,
Sokak sokak,
Ev ev,
İlçe ilçe,
Hatta kişiler nezdinde usanamadan, bıkmadan, seçilir yerde olsun veya olmasın, bütün milletvekili adaylarıyla, teşkilatlarıyla ve bütün illerde nefes almadan çalıştı.
Koştular, koşuşturdular.
Hiçbir yeri,
Kör nokta denilir ya,
Hiç biri yeri atlamadan her kesime ulaştılar.
Ama ben Erzurum için söyleyeyim,
Ak Parti dışında, Ak Parti gibi koşan koşturan, çalışan, eski bakanından, yeni, eski il başkanından, 2002 yılında milletvekili olmuş kişiler, siyasiler göremedim.
Münferit çalışan insanlar gördüm.
Ama onların da güçleri yetmedi,
Seçmene nefesleri ulaşamadı.
*
Gelelim HDP’ye.
Vatandaş artık baskıdan bıkmış.
Terörden, PKK’nın eylemlerinden midesi bulanmış,
Can boğaza kadar gelmiş.
Devletin otoritesini yanında görünce, ensesinde hissedince, birçok Kürt seçmenin sandıkta eli HDP’ye oy vermeye gitmemiş.
Kürt seçmenin HDP’ye mesajı açık.
PKK’ya sırtınızı dayamayın,
Silahların gölgesinde siyaset yapmayın…
*
AK PARTİ’DE AKDAĞ VE SEKMEN FARKI
Erzurum’da 1 Kasım seçimleri öncesi seçim çalışması yapan Ak Partililer için, Sağlık Eski Bakanı Recep Akdağ’ın sağlıkta yaptığı dönüşümler ile Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in çalışmaları büyük fırsat oldu.
Çünkü nereye gitseler,
İlçeye,
Köye,
Kente sağlıkta yapılanları vatandaşa anımsattılar,
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in projelerini, (Bunun bir kısmını da Başbakan Ahmet Davutoğlu Erzurum konuşmasında dile getirmişti.) yaptığı hizmetleri anlatma imkanı bulmuş oldular.
Büyük mesafe kat ettiler,
Bütün zayıf halkaları da katarsanız1 Kasım seçimlerinde Erzurum’da 5 milletvekili çıkarmaları, Ak Parti’nin de tek başına iktidar olmasını görmemek mümkün değildi.
FACEBOOK YORUMLAR