Birkaç aydan beri tüm insanlık olarak diken üstündeyiz. Süper güçleri dahi çaresiz bırakan Corona virüsünün dünyaya verdiği korku ve endişe hâlâ devam ediyor. Ülkelerin hesaplarını alt üst eden, insanın aciz ve çaresizliğini ortaya koyan bu tufanda, ülke olarak başından beri sağlam ve güvenilir adımlar atmaktayız. Ansızın yakalandığımız bu sağanakta, bir takım aksaklıklarımız olsa da diğer ülkelerle bir kıyaslama yapıldığında çok iyi durumda olduğumuzu gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz.
Hastalığın ilk duyulmasının ardından, devletin almış olduğu tedbirlerle hastalığa karşı başarılı bir mücadele başlatılmış ,bu mücadelede 83 milyon olarak tek yürek olmuştuk. Bu birliktelikten dolayı toplumun her kesimi, Covit 19’la mücadelenin baş aktörü Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya tarafsız beyanlarından ve samimi gayretlerinden dolayı takdirlerini dile getirmişti.
Birkaç aydan beri TV ekranlarında siyasilerin ve yandaşlarının kavgalarını görmeyişimiz bu olumlu tabloyu daha güvenilir hale getirmişti. Hastalığın önlenmesi ve yaygınlaşmaması için dışarı çıkma yasaklarının konulması ve vatandaşın bu tedbirlere riayet etmesi Covit 19’la mücadeleyi başarılı kılmıştı. Ülkede sağlanan bu uyum ve birliktelik hali ne yazık ki birtakım siyasileri pek etkilemedi. Bu olağan üstü durumu beraberce göğüslerken bazı siyasilerin bu durumdan nasıl faydalanabilirim, rakibimin açığını nasıl yakalarım cinsinden yaklaşımları ve kavgaları 83 milyonun keyfini kaçırdı.
Siyasetin “Eski tas, eski hamam” sözünü hatırlatan bu yaklaşımları ülke gündeminden çıkmış olan siyasi kutuplaşmaları tekrar gündeme taşırken, bazı kamu kuruluşlarının da işin içine çekilmesiyle ortam iyice alevlendi.
Ülkenin içinde bulunduğu bu hassas duruma aldırmadan, siyasi çıkar elde etmek düşüncesiyle yapılan polemikler, sataşmalar, küfürler, tehditler, karalamalar siyasetteki kronik bir hastalığın semptomlarıdır.
Oysa millet olarak başlangıçtaki durumun sürmesini hayal etmekteydik. İnsanların can derdine düştüğü, aş ve iş endişesi yaşadığı böyle bir ortamda bazı siyasilerin ekranlarda ve Meclisin çatısı altında yaptıkları seviyesi düşük tartışmalar toplum tarafından asla tasvip edilmemektedir.
Huzura ve birlikteliğe ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde siyasilerin, Covit 19 üzerinden siyasi çıkar sağlama gayretleri toplumun dikkatinden kaçmamaktadır.
Son günlerde tırmandırılan siyasi üslup, demokrasi olgunluğunun ülkede tam oturmadığını ve siyasi etiğin yerleşmediğini göstermektedir.
Toplum olarak vazifemiz, devletin tüm birimleriyle çalıştığı ve başarı yakaladığı bu düzeni devam ettirmek ve desteklemektir. Bu konuda en büyük görev de sorumluluk mevkiinde olanlara düşmektedir.
Bu sorumluluk düşüncesi bağlamında dememiz o ki; İçinde bulunduğumuz durumun vahametini kavrayamamış siyasilerin de, ötekileştirişi, kışkırtıcı, kavgacı, küfürlü üsluplarından vaz geçmeleri için kendilerini bir müddet karantinaya almaları ve bu üsluplarından vazgeçmeleridir.
FACEBOOK YORUMLAR